Güncel
Adnan Menderes ve iki ‘Bakan’ının idâmlarının 56. yılında mezarlarını ziyaret..
Gönlüm istedi ki, o konuşmalar sırasında bir de Genelkurmay Başkanı’nı temsilen bir general de gelip geçmişteki darbecilerin her birisini suçlayıp, ordunun geçmiş cinayetlerinden dolayı TSK adına resmen özür dilesin ve ordunun milletim emrinde olduğunu bizzat ifade etsindi.
Selahaddin E. Çakırgil - STAR
(Önce bir tavzih: 15 aydır tutuklu olan yazar Ali Bulaç’ın, bugün, ilk olarak mahkeme huzuruna çıkacak olması dolayısıyla yazdığım 16 Eylûl günlü makalem etrafında,(Ali’nin oÄŸlu Fatih -çalışmakta olduÄŸu Dubai’den-ve Özgürder Gn. BaÅŸkanı Rıdvan Kaya, kadîm dostlardan Mekkî Yassıkaya ve Beyan Yayınları’nın sorumlusu Ali Kemal Temizer kardeÅŸlerim baÅŸta olmak üzere..) bazı konulara açıklık getirici mahiyettebir çok tlf. ve ileti aldım.Onlara etraflıca deÄŸinmeye bu sütunun hacmi yetmez. Sadece ÅŸu kadarını belirteyim ki, yazıda, ‘Ali’nin büyük yanlışı’ olarak ifade ettiÄŸim konu, F.G.’nin bir Amerikan dergisine, ‘Batı ve NATO Türkiye’ye müdahale etmelidir’ gibi sözlerinden kısa süre sonra, aynı görüşlerin deÄŸil, benzer ihtimallerin gündeme getirilmesiydi. Yanlış anlaşılmaması için tavzih ediyorum.)
***
Dün, 17 Eylûl 1961’deki büyük cinayetin, BaÅŸvekil Adnan Menderes ve Hariciye VekiliFatin RuÅŸdî ile Maliye VekiliHasan Polatkan’ın, adaletadına, asılarak öldürülmelerinin 56. yıldönümü idi. Dün, sabah saat 10.00’da Vatan Caddesi’nin (Adnan Menderes Bulvarı’nın) Topkapı Surları dışındaki mezarları başında yapılan anma törenine katıldım.
*
Milletin büyük çoÄŸunluÄŸu tarafından desteklenip sevilen, ama -milletin ordusu içindeki bir takım zorbalar eliyle- iktidarının 10. yılında bir askerî darbeyle devrilen Adnan Menderes’in, Yüksek Adalet Divanı gibi yaldızlı bir isimle anılan ve Yassıada’da kurulan düzmece bir mahkemedeki yargılama sonunda asılarak öldürülmesi milletimizin büyük kesimleri tarafından derin acı ve büyük bir sosyal trauma olarak karşılanmıştı. Mahkeme BaÅŸkanı’nın, ‘Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor!.’ ÅŸeklindeki lafları adalet adına dikilmiÅŸ bir zulüm âbidesi mahiyetindedir.
Menderes idâm olunduÄŸunda,16-17 yaÅŸlarındaydım ve Konya’daydım.Toplumun ne büyük bir sosyo-psikolojik baskı altında olduÄŸunu ve ne büyük travmalar yaÅŸadığını bizzat yaÅŸamıştım. Ve dahası, ‘Menderes idâm edildi’ diye davul-zurnayla eÄŸlenen CHP’li köyler görmüştüm, Konya’da.. Ä°smet PaÅŸa ise, darbecilerin yaptıracağı seçim sonunda iktidara getirileceÄŸi günleri bekliyordu.
Adnan Menderes, çok mazlum bir ÅŸekilde gitti. Ä°ktidarda iken, ardından bir sel gibi akan milyonlar korkunç ÅŸekilde sindirilmiÅŸlerdi.. Tek bir itiraz sesi bile yükseltilememiÅŸti. Onu idâm eden cinayetkâr darbeci subaylar hesab vermeden çekildiler hayattan… Ä°simleri hatırlanmıyor bile ÅŸimdi..
***
Dün sabah, Adnan Menderes’in kabrine uÄŸradım, ilk kez.. Ä°dâm edildikleri Ä°mralı’dan, kemikleri ancak 29 yıl sonra ve Turgut Özal döneminde 1990’da getirtilip buraya defnedilmiÅŸlerdi,‘askerî tören’le!
O mekâna vardığımda İçiÅŸleri Bakanı Süleyman Soylu ve sonra Adalet Bakanı Abdulhamid Gül geldiler. Yüzlerce insan da gelmiÅŸti. Ama, giriÅŸte hiçbir aramanın yapılmaması, son derece tehlikeli bir ‘güvenlik boÅŸluÄŸu’ oluÅŸturuyordu.
Programın sunucusunun, Adnan Menderes ve arkadaÅŸlarını ‘merhûm’ diye anmaktan habersiz, onlara ‘Sayın’ deyip durması ve ‘fatiha okunması’nı istemeyi bilmeyip, saygı duruÅŸu ÅŸeklindeki kliÅŸe laik uygulamayı sürdürmesi de ilginçti.
Kur’an okunarak baÅŸlandı programa, ama okuyan hoca da, o cinayet ve o zulümleri hatırlatan âyetler yerine, Rahman Sûresi’nin ilk âyetlerini okudu.
***
Adalet Bakanı Gül, kısa konuÅŸmasında, Menderes’in yargılanma ve idâmını bir hukuk cinayeti olarak niteledi. İçiÅŸleri Bakanı Soylu’nun konuÅŸması da güzeldi.
Gönlüm istedi ki, o konuÅŸmalar sırasında bir de Genelkurmay BaÅŸkanı’nı temsilen bir general de gelip geçmiÅŸteki darbecilerin her birisini suçlayıp, ordunun geçmiÅŸ cinayetlerinden dolayı TSK adına resmen özür dilesin ve ordunun milletim emrinde olduÄŸunu bizzat ifade etsindi.
***
Ancak, Anıt-mezar, beton direkler üzerine kondurulmuş tuhaf bir mimarî görüntüde.. Duvarlarında hiçbir İslamî işaret, âyet, sembol yoktu.
Merhûm Turgut Özal’ın 250 mt. kadar ilerideki kabri de öyle ve metalik bir kule havasında.. Sadece tepede bir hilâl vardı.
15 Temmuz kurbanları için ilk BoÄŸaz Köprüsü’nün Anadolu yakasındaki âbide ise, o mücadeleyi hatırlatan âyetlerle süslü.. Gelinen nokta, ilginç..
Henüz yorum yapılmamış.